Liderlik ve değişimde kişilikler: Ortamı Değiştirerek Başarıyı Yakalamak
Hedeflere ulaşmak için kurumlar değişim ve dönüşüm süreçlerine girdiklerinde herkes bu değişim sürecini bireysel olarak farklı algılayabilir. Biz sıklıkla Agile dönüşüm süreçlerinde bunlarla karşılaşıyoruz . Liderlerin ilk sorularından biri de dirençli kişilerle nasıl ilerleyeceğiz oluyor doğal olarak. Kurumlardaki her bir birey kendine özgün ve herkesin içsel motivasyon unsuru, geçmiş deneyimi, gelecek beklentisi ve kişiliği farklı. Herkesi tek tip kalıba sokmak, ve insanları değiştirebileceğimiz sanmak ise en büyük yanılgı.
Bu sebeple aslında liderlerin odaklanması gereken kişileri değiştirmeye çalışmaktan öte ortamı değiştirmeye odaklanmak. Neden mi gelin bunu bazı kabul görmüş bilgilerle değerlendirelim; Kurt Lewin’in çalışmaları ve Cloninger’den bahsedelim biraz.
Kişilik psikolojisi, bireylerin davranışlarını anlamak ve yönlendirmek için önemli araçlar sunar. Kurt Lewin’in “B = f(P, E)” denklemi, bireylerin davranışlarının kişisel özellikler (P) ve çevresel faktörlerin (E) bir fonksiyonu olduğunu belirtir. Bu denklem, bir kişinin davranışının hem içsel faktörlerden (kişilik, inançlar, değerler) hem de dışsal faktörlerden (çevresel koşullar, sosyal normlar) etkilendiğini gösterir. Bu perspektiften bakıldığında, bireylerin davranışlarının çevreyle nasıl etkileşime geçtiği ve bu etkileşimin nasıl yönetilebileceği konusunda liderlere önemli ipuçları sunar.
Cloninger’in Biyopsikososyal Kişilik Modeli de benzer bir yaklaşım sergiler. Cloninger, kişiliği kalıcı mizaç ve değişebilir karakter özellikleri olarak iki ana bileşene ayırır. Mizaç, biyolojik temellidir ve bireyin genetik yapısıyla bağlantılıdır. Bu nedenle, değişimi oldukça zordur ve kalıcıdır. Öte yandan, karakter özellikleri çevresel ve sosyal öğrenme süreçleriyle şekillenir ve bu nedenle değişebilir niteliktedir. Bu özellikler, bireylerin yaşam deneyimleri ve çevresel koşullara yanıt olarak gelişir.
Mizaç (Temperament)
Mizaç, genetik ve biyolojik temelli olarak kabul edilen, doğuştan gelen kişilik özellikleridir. Cloninger, dört temel mizaç boyutu tanımlar:
- Novelt Seek ing (Yenilik Arayışı): Yeni ve heyecan verici deneyimlere olan ilgi ve bunlara tepki verme eğilimi.
- Harm Avoidance (Zarar Kaçınma): Potansiyel tehlikelere karşı duyarlılık ve riskten kaçınma eğilimi.
- Reward Dependence (Ödül Bağımlılığı): Sosyal ödüllere ve takdir edilme ihtiyacına duyarlılık.
- Persistence (Sebat): Zorluklara rağmen devam etme ve azim gösterme eğilimi.
Karakter (Character)
Karakter, çevresel ve sosyal öğrenme süreçleriyle şekillenen, zaman içinde gelişen kişilik özellikleridir. Cloninger, üç temel karakter boyutu tanımlar:
- Self-Directedness (Kendini Yönlendirme): Kendi yaşamını yönetme yeteneği ve kişisel sorumluluk duygusu.
- Cooperativeness (Uyumluluk): Sosyal uyum, işbirliği yapma ve başkalarına saygı gösterme kapasitesi.
- Self-Transcendence (Kendini Aşma): Kendini aşma, spiritüellik ve yaşamın daha geniş anlamlarını kavrama eğilimi.
Bu iki teoriyi birleştirdiğimizde, liderlerin odaklanması gereken en önemli strateji, bireyleri değiştirmeye çalışmaktan ziyade, onların en iyi performanslarını sergileyebilecekleri uygun ortamları yaratmaktır. Lewin’in denklemi ve Cloninger’in teorisi, çevrenin bireylerin davranışları üzerindeki etkisini vurgular. Liderler, bu bilgiyi kullanarak, bireylerin potansiyellerini en üst düzeye çıkaracak bir ortam yaratmalıdır.
Örneğin Scrum’daki etkinliklerden biri oan Daily Scrum temelinde bir araya gelmiş insanların psikolojik olarak kendilerini güvenli hissederek bir hedefe doğru ilerlerken birbirilerine karşı sorumlu hissetme duygusunu geliştirir, günlük kararları almaya yetkilendirilmiş otonom bir takım bir birey gibi kendini yönlendirir, uyumlu hale gelir ve hedefe ulaşmak için kendini aşmaya çalışır. Ancak lider olarak bu etkinliği bir raporlama, statü, ne kadar saat çalıştın, kaç task kapattın ritüleine dönüştürürsek yani ortamı böyle yaratırsak istediğimiz etkiyi yaratamayız.Aynı Daily Scrum yaratılan ortam sebebiyle tamamen farklı davranışları ve sonuçları yaratır.
Kurumdaki kişilerin en özgün ve başarılı performansı gösterebilmeleri için onları nazik bir tohumu yetiştirir gibi, nasıl ki tohumun doğru toprağa, yeterli ışığa ve suya ihtiyacı varsa ortamı ilmek ilmek buna uygun hale getirebilmesi bir liderin en önemli yetkinliğidir.
Liderlerin görevi, çalışanların doğal mizaçlarını kabul ederken, onları motive edecek, işbirliğini artıracak ve kendilerini yönlendirme yeteneklerini geliştirecek koşulları sağlamaktır. Örneğin, yenilik arayışı yüksek olan bireyler için yaratıcı projeler ve yenilikçi görevler sunmak, onların yeteneklerini daha iyi kullanmalarına olanak tanır. Aynı şekilde, uyumluluk ve işbirliği odaklı bir çevre, takım çalışmasını teşvik eder ve organizasyon içindeki uyumu artırır.
Sonuç olarak, liderler, organizasyonel başarı için bireyleri değiştirmek yerine, onların doğal eğilimlerini destekleyen ve en iyi performanslarını ortaya koymalarını sağlayan bir ortam yaratmaya odaklanmalıdır. Bu yaklaşım, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde daha sürdürülebilir ve etkili sonuçlar doğurur. Bu şekilde, liderler, bireylerin kişilik özelliklerini dikkate alarak onları motive eden ve destekleyen ortamlar yaratarak, hem bireylerin hem de organizasyonların potansiyelini maksimize edebilirler.