Bilimsel veriler- Çeviklikte neden Sürekli öğrenme döngüleri var?

By

Çevik düşünce sisteminde ister Scrum ister Kanban olsun çalışma kurallarından birisi  düzenli aralıklarla denetleme, öğrenme ve  gelişim döngülerini çalıştırmaktır. Yalın yaklaşım ve Agile bakış açısının temelinde sürekli öğrenme döngüleri yer almaktadır.

Zaman zaman bu yaklaşımları uygulamaya başlayan takımlar yada organizasyonların hızlanmalarını desteklemek için çalıştığımızda,  “şimdi kısaca bir duruyoruz ve öğreniyoruz, hatalarımızdan ders çıkararak yolumuza , işimize daha akıllıca devam edeceğiz” diye alışkanlıklarını değiştirmeye çalıştığımızda “iyiydik biz, tempoyu yakalamıştık devam etseydik, ya da ilerlemiş olanlarda biz yeteri kadar öğrenmedik mi” dediklerinde istikrarlı bir duruş sergileyerek “hayır daha iyi, daha hızlı gitmek için şimdi bu duruşa ihtiyacınız var “diye bu disiplini korumalarına yardımcı oluyoruz:) bazen en başta çok hoşlarına gitmese de” iyi ki bunları konuşmuşuz , çok iyi oldu dediklerini” her seferinde duyduğumu belirtmeliyim.

Şimdi bu konuyu aslında çevik, yalın yaklaşımlar sürekli öğrenmeyi neden default olarak sistemin bir parçası haline getirmişler biraz bilimsel olarak konuya bakalım. Konuyu Herman Ebbinghaus’dan alıntılayarak özetleyelim.

Hermann Ebbinghaus (24 Ocak 1850 – 26 Şubat 1909), unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel hafıza çalışmalarına öncülük eden Alman psikologtur. Öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir.

Öğrenme ve unutma eğrisi nedir peki?

Bu grafik, zaman geçtikçe bilginin nasıl unutulduğunu görsel olarak temsil eder ve genellikle yatay eksende zamanı (günler, saatler veya haftalar olarak), dikey eksende ise hatırlama yüzdesini gösterir. Bu tür bir grafik, konsepti açıklamak için oldukça etkilidir. Kırmızı eğrisi öğrenilen bilginin günler bazında ne kadar hafızada kaldığı, yeşil eğrilerde tekrarlama sayısına bağlı olarak bu bilgileri koruyabilme becerimizi göstermektedir.

Grafikte, öğrenilen bilginin hemen sonrasında hatırlama oranının çok yüksek olduğunu, ancak zamanla hızla azaldığını gösteren tipik bir eğri olacaktır. Ayrıca, tekrar veya gözden geçirme gibi belirli müdahalelerle eğrinin nasıl değişebileceğini gösteren ek hatlar eklemek de yararlı olabilir.

🚀 Sürekli öğrenme, bilgiyi taze tutmak ve unutma eğrisini yavaşlatmak için kritik bir rol oynuyor. İşte sürekli öğrenmenin çevik ve yakın yaklaşımların neden kalbinde olduğunu özetleyen , sürekli öğrenmeyi destekleyen 3 ana olgu şu şekilde;

1️⃣ Tekrarlama: Öğrendiğiniz bilgileri düzenli aralıklarla tekrar edin. Bunun için durup ne öğrendik, bunları nasıl kullanabiliriz diye konuşmak gerekiyor. Bilgiyi sadece keşfetmek için takım içinde paylaşmak, ne öğrendiğimiz sorusunu sormak

2️⃣ Uygulama: Öğrendiklerinizi gerçek dünya senaryolarında uygulayın. Bir şeyi öğreniyor ve uygulamıyorsak hafızalardan kısa süre içerisinde silineceğini unutmamak gerekiyor, hangi bilgileri öğrenmemiz gerektiği konusunda pragmatik olarak öğrenmek ve uygulama çabasında olunması gerekiyor.

3️⃣ Paylaşmak: Bilgiyi başkalarına öğreterek kendi anlayışınızı derinleştirin. Bilgiyi sadece keşfetmek için takım içinde paylaşmak, ve başkalarının görüş ve bilgisini alarak takım dışında iyi uygulama ve bilgileri de yaygınlaştırmak gerekiyor. Aynı bilgileri tekrar tekrar öğrenme durumunda kalmak yerine kurum hafızası oluşmasına katkıda bulunulması gerekiyor.

Yeni davranışları, alışkanlıkları uygulamaya başlamadan önce elbette sorgulamak, yorumlamak önemli. Ben her öğrendiğim yeni bilimsel verinin çevik ve yalın bakış açısının temel felsefesi içinde nasıl yer bulmuş olduğunu gördükçe çalıştığım takımlarla, liderlerle paylaşıyorum, davranış değişikliğine daha az direnç gösterdiklerini deneyimliyorum.

Herkesi sürekli öğrenmeye, araştırmaya ve yorumlamaya davet ediyorum.

Keyifli öğrenmeler,