Sprintlerle Değer Yaratmak: Scrum’ın İteratif ve Artırımlı Gücü

By

 

Agile dünyasında, hız ve esneklik her şeydir. Bu anlayışın kalbinde ise Scrum çerçevesi ve onun temel unsurlarından biri olan Sprintler yer alır. Sprintler, Scrum ekiplerinin hızla ve sürekli olarak değer yaratmasını sağlayan kısa, yoğun çalışma periyotlarıdır. Bu iteratif ve artırımlı yaklaşım, ürünlerin/hizmetlerin başarılı bir şekilde geliştirilmesi, yönetilmesi ve gerçek dünya ihtiyaçlarına hızla uyum sağlamasında kritik rol oynar.

Sprintler, genellikle birkaç hafta süren dönemlerdir ve her biri belirli hedeflere odaklanır. Genelde ekiplerin 2 haftalık Sprintler koştuğunu görüyorum. Bu süre zarfında, ekip, ürün sahibinin belirlediği ve en yüksek değeri taşıyan iş öğelerini seçer ve tamamlar. Burada 2 tane önemli anahtar kavram var. Birincisi güncel ve gerçekten müşteriye ve kuruma katkı sağlayacak işlere odaklanmaktır. Bu kavramla ilgili geçen hafta bir eğitimde konuşurken katılımcılardan birisinin bir AHA anında şöyle bir öğrenim noktasını iterasyon ve artırımlarla iş üretmenin temelini vurguladığı için paylaşmak istiyorum. Çıkarımı şuydu: Bir müşterimiz 12 servisinde yeni güncellemeleri yapmamızı istedi. Biz de ekip olarak oturduk, 12 servisin güncellemesini bir 2 ay çalışarak müşteriye sunduk, sonrasında müşterimizden bir geri dönüş almadık, memnun mu, istediği olmuş mu , bilmiyoruz. Aslında buna iterasyon ve artırımlı bakış açısıyla şöyle yaklaşsak daha iyi olurmuş; müşteriyle oturup bu 12 servisten hangilerindeki güncelleme senin için en önemli ve değerli diye hızlıca konuşup bunları beklemekteden teslim edebilir, teslim ederken de güncellemeler hakkında hızlıca geribildirimi alsak daha iyi olurdu. Biz aynı zamanı harcamış olsak bile varsa bir hatamız erkenden öğrenir, müşteriyle bundan sonraki süreçlerde daha iyi bir işbirliği içinde olurduk . Bu öğrenimi salt bir kavram olmaktan öte reel iş dünyası gerçekleriyle hızlıca faydasını içselleştirmiş olmasını görmek benim için çok keyifliydi.

Bir diğer anahtarda  ‘tamamlama’ kavramıdır. Her Sprint sonunda, işlevsel ve kullanıma hazır bir ürün parçası ortaya çıkar. Bu, teoride güzel olan ama pratikte işe yaramayan yarı-bitmiş işler yerine, gerçek dünya değeri olan ve müşteri geri bildirimlerine açık işler yaratır.

Bu iteratif süreç, projelerde esneklik ve adaptasyonu teşvik eder. Her Sprint sonunda, ekip ürünü gözden geçirir ve gelecek Sprint için planlamalar yapar. Bu, sürekli öğrenme ve adapte olma fırsatı sunar. Müşteri ihtiyaçları ve piyasa koşulları değiştikçe, ekip hızla yönlendirme yapabilir ve ürünü buna göre şekillendirebilir. Bu süreç, aynı zamanda riskleri azaltır, çünkü ekip büyük bir projeye yatırım yapmak yerine, küçük ve yönetilebilir parçalar üzerinde çalışır.

Sonuç olarak, Scrum’daki Sprintler, ekiplerin erken ve değerli iş üretmesini sağlayarak Agile prensiplerini hayata geçirir. Bu iteratif ve artırımlı yaklaşım, günümüzün hızlı tempolu iş dünyasında esneklik ve etkinlik sağlar.